1 Eylül 2013 Pazar

Yandal Uzmanının İsyanı

Hakkari Devlet Hastanesi’ne atanmış bir yan dal uzmanıyım. Sesimi duyurmaya problemlerimi anlatmaya uğraşıyorum.
Bulunduğum yer her ne kadar il olarak adlandırılsa da nüfus ve sosyal imkanlar acısından tartışma götürür bir konumda ciddi bir mahrumiyet bölgesidir.
Hakkari’de oturulabilecek, suyu akan ısınma problemi olmayan, yerleri en azından tahtalı-parkeli ev sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir. Batıda 300-350 tl den fazla etmeyecek bu evler genelde 1+1 veya 2+1 (80-100 m2) civarında olmakta, ancak kira bedelleri yakıt ve ortak gider hariç 500 tl den başlamaktadır. Ortak gider, cari sarf ve yakıt gideri kiraya %50 ilave yük getirmektedir. Şehirde hayat pahalıdır, her türlü ihtiyaç malzemesini normalin en az yarı katı fazlasıyla marketlerden almak zorundasınız çünkü burada yerel Pazar kurulmaz. Normalde 900 TL ye süpermarketlerden No-Frost buzdolabı alınabilirken burada 2. El (belki 10. El!) orta boy buzdolabı en az 600 TL den baslar. 2. El tek kişilik yatağın fiyatı 170 tl’dir ve başka yere bakma şansınız yoktur.
Hekimevi çok kısıtlı imkanlarla hizmet vermeye calışmakta ve bir odada bazen 3 kişi kalmaktadır. Odaların konforu tartışmaya açık olmakla birlikte; yokluktan, mecburen insanlar her şeyi kendine yabancı bu beldede bir sığınak gibi burada kalmakta ve aylık kişi başına 600 tl ödeme yapmaktadır. 2 kişi bir odada aylık 1200 TL!! Vatandaşın ayağına hizmet götürmek için trilyonluk binalar kiralayan sağlık bakanlığı, hekimine ev bulma lojman yapma konusuna gelince “yeşil kartlı” havasına bürünmektedir. Bol keseden kadro talep eden yöneticiler atanan çalışanların ihtiyaçları söz konusu olduğunda molier’in cimrisine dönüşmektedirler.
Hakkari sadece Van aracılığıyla dış dünyaya açılmaktadır. Van-Hakkari yolu 200 km olmasına rağmen ortalama 4 saat sürmektedir. Yolculuk süresinden yolun nasıl olduğunu takdir edebilirsiniz.
İlginç olanı kendisine ulaşıp dış dünyayla irtibata geçebilmek için tam 4 saatimizi harcadığımız bu il ile (Van) mecburi hizmet süresi aynı gündür (500 gün). İki ilin mecburi hizmet sürelerinin eşit olması eşitliğin nasıl adaletsizlik getirdiğinin en çarpıcı örneğidir. Sağlık bakanlığının adalet ve hakkaniyet anlayışını ciddi derecede sorgulatmaktadır.
Hakkari ilinin nüfusu her ne kadar 50 bin gözükse de merkezde yasayan nüfus daha azdır. Halkın hastaneye, uzman hekime müracaat etme kültürü oluşmamış, acil servislerden en kısa zamanda üstelik her türlü tetkiki yaptırma talepleri de maksimum düzeyde olacak şekilde kendilerince problemlerini çözme alışkanlığındadır. Acil servislerin ücretsiz, polikliniklerin ücretli olması bunda bir faktör olmakla birlikte halkın sosyo kültürel düzeyi itibariyle 2. Basamak sağlık kuruluşuna müracaat etme kültürü ve anlayışının olmaması bunda en büyük etkendir.. Bu alışkanlık beraberinde poliklinik sayılarının az olmasına, dolayısıyla da maalesef özellikle yan dal polikliniklerinin minimal düzeyde çalışmasına yol açmaktadır. Poliklinik sayılarının düşük olması yanında acilin ve özellikle çocuk polikliniklerinin aşırı yoğun olması hastane ortalama puanlarını çok yukarılara taşımakta ve yan dal uzmanları en düşük dönere mahkum olmakta mağduriyetimizin katsayısı artmaktadır.
Şehrin sosyal imkanları ailemizi getirmeye uygun değil, coğrafi yapısı itibariyle çocukların gezip oynayabileceği alanlar yok, koca şehirde tek park(çocuk+erişkin) var ve parka ulaşmak ve orada örneğin bir salıncağa binmek için 30-40 dk kuyruk beklemeyi göze almak durumundasınız. Ailenizi getiremiyorsunuz, onlara ulaşmak için vana ulaşıp oradan tekrar yollara düşmek zorundasınız, kalabileceğiniz insani şartlarınızı karşılayacak bir mesken yok, üstüne üstlük döner sermayeniz de eş değer pozisyonda ve üstelik batıda calışan meslektaşlarınızın 1/3 ü düzeyinde. Aldığınız döner sermaye ev kirası ulaşım ve gündelik ihtiyaçlarınıza ancak yetmekte.
Hastaneler ihtiyacın üstünde hekim dışı çalışan ile kadroları şişirilmiş sosyal eski KİT’ler gibi çalışmakta. Bütün bunların faturası hekime kesiliyor. Siz 5-6 milyara Hakkari’de çalışacak yan dal ihtisası yapmış bir uzman hekimi özel sektör olsanız bulabilir miydiniz. Sabah mesaiye başlayıp aksama kadar dolu dolu çalışıyoruz, işimizi mesleğimizin gerektirdiği şekilde ve insanlara en iyi hizmeti sunma çabasıyla sonuna kadar yapıyoruz. değnekçi tutup sokaktan hasta mı toplayalım, ya da olmayan hastaları varmış gibi gösterip inandığımız değerlere ters mi düşelim. Bunca çabanın karşılığı ise sadece hüsran; haksızlığa uğramanın yarattığı boğaz takıntısı.
Tüm bu gercekler göz önündeyken sağlık bakanlığı olarak ülkenin tüm sağlık organizasyon ve yönetiminin tarafınızca yapıldığı iddasıyla özel hastanelerin bile kadrolarına el atarken ne derece inandırıcı ve hakkaniyetli olursunuz. Bu nüfusa, mevcut yatak kapasitesine, hangi uzmanlık alanından kaç hekime ihtiyac var bunun hesabını bile tutturamayan bir bakanlık için piyasanın en temel prensibi arz talebe göre işleyen özel sektörün bile kadrosunu tayin etmek kendi becerisini abartmak mıdır yoksa başaka bir şey midir?
Hakkari’ de insanlar sağlık hizmetlerinden faydalanmasın mı? Elbette her Türk vatandaşı – Hakkari’de Türk vatandaşı bulamayabilirsiniz! ama konumuz bu değil-sağlık hizmetlerine eşit ve ücretsiz ulaşacak. Ama sağlık hizmeti sunanlar, uzmanlığın yanına. uzmanlığını ekleyen bir hekim bunun karşılığını aile hekimi kadar bile maaş alamayarak mı görecek?
Bakanlık olarak dersiniz ki Hakkari’ye şu uzmanı arıyorum, ve alacağı ücret şudur. Hekim kendi durumuna bakarak o ili tercih eder veya etmez. (nüfusa oranla vermesi gereken hizmet / yapması gereken işlem bellidir, her meslekte olduğu gibi bizim içimizde de çalışmayı sevmeyen olabilir ama onları ayırmak yerine herkesi o kategoriye sokup adaletsiz ve mantıksız bir döner sermaye anlayışı ile elinden gelen her şeyin en iyisini yapanların hakkı yenmiş olmuyor mu?) ülkenin bölgesel farklılıklarından kaynaklanan sorunların 70 yıllık yönetimlerin faturası neden hekime kesiliyor.
Bölgesel geri kalmışlık varsa ve buraya hizmet verilmek isteniyorsa ona göre esnek çözümler üretilmelidir. Aynı şablon – aynı sistem ülkenin her yerine aynen uygulanmaya kalkılırsa sorunlarımız çözüleceği yerde büyüyerek devam eder.
Yetkililerin sesimizi duyup gerekli adımları atmasını ve bizleri en az hizmet sunduğumuz kitleyi dinlediği hassasiyetle dinlemesini talep eder saygılar sunarım.
Kaynak: Medimagazin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder